İletişim ne demek? En başta bundan bahsedelim.
İletişim: “İnsanlar arasında anlamları ortak kılma eğilimidir.” Şeklinde bir tanımlama yapabiliriz.
İletişim denildiğinde 4 ana unsur üzerinde durmamız gerekiyor; kaynak, hedef, mesaj ve iletişim ortamı.
Kaynak mesajı vermeyi amaçlayandır.
Hedef, mesajı alması beklenen; mesaj anlatmak istediğimiz şeydir ve iletişim ortamı ise mesajı verirken bulunduğumuz ortam ve kullandığımız araçlar.
Çocuğumuz ile iletişim kurmaya çalışırken bu dört faktörden bazılarında problem yaşıyoruz. Çocuğumuz vermek istediğimiz mesajı anlayamayabiliyor, iletişim kurmaya çalıştığımız ortam uygun olmayabilir. O halde sözel iletişimi güçlü kılmak için neler yapmalıyız?
Gelişim dönemlerine uygun mesajlar verin.
Gelişim dönemlerine göre çocuğunuz 2-3 yaşındaysa genellikle 2 kelimeden oluşan,3-4 yaşlarında ise 3 kelimeden oluşan cümleler kurmaya çalışın. Çünkü bu dönemlerde uzun ve karmaşık cümleler kurduğunuzda çocuğunuz anlamakta güçlük çekebilir. Bu cümlelerde ilk söylediğinizi yapmaya çalışırken diğerini hatırlayıp, algılamaya çalışırken zorlanabilir. Bu durumda siz yetersiz olduğunuzu düşünürken çocuğunuzda mutsuz veya hırçın bir duygu durumun içerisinde olabilir.
Çocuğunuz ile konuşurken göz teması kurmaya çalışın.
Çocuğunuz herhangi bir şey anlatırken onunla göz teması içerisinde olmaya özen gösterin. Ses tonunuz, jest ve mimikleriniz tamamen onu dinlediğinizi gösterecek şekilde olmasına dikkat edin. Çocuğunuz en çok sizi örnek alacağı için yanınızda olduğu her an bir başkası ile iletişim kurduğunuzda göz temasına dikkat edin.
Onu gerçekten dinlediğinizi hissettiğinde çocuğunuz önemsendiğini, düşüncelerine değer verildiğini hissedecek ve daha mutlu olacaktır.
Çocuğunuzu dinlerken ses tonunuz ve mimikleriniz birbiri ile uyumlu olmalı. Yapmaması gereken bir şeyi söylerken olabilir aslında algısı yaratırsanız genelde yapmaması gereken tarafı seçecektir.
Eğlenerek yaptığı herhangi bir şeyi bölmeyin.
Örneğin çocuğunuz en sevdiği arkadaşı ile birlikte oyun oynuyor ve arkadaşının gitmesine çok az zaman kaldı. Çok eğlendiği zaman diliminde bir anda arkadaşın gidiyor demek yerine ‘birazdan arkadaşının annesi gelecek ve onu götürecek yavaş yavaş oyunu bitirip orayı toplayın isterseniz.’ Şeklinde aralıklarla onu bu duruma hazırlamalısınız.
Olumsuz durumları başkalarının yanında konuşmayın.
Çocuklarınızın yaptığı herhangi olumsuz bir hareketi veya davranışı bir başkasının yanında konuşmayın ve onu başkalarının yanında rencide etmeyin. Bu gibi konuşmalar için yalnız kalmayı tercih edin. Çocuklarınız başkalarının yanında kendisi hakkında olumsuz konuşmaları duyduğunda daha hırçın ve mutsuz bir duygu durumun içerisinde olur ve uyardığınız şeyi daha fazla yapmaya başlayabilir. Yalnız kaldığınızda yaptığı hareketin yanlış olduğunu sebepleriyle beraber açıklayınız.
Çocuklarınız ile birlikte ortak bir ilgi alanı bulunuz.
Yapmaktan en çok keyif aldığı bir şeyi belli bir gün belirleyerek onunla beraber yapınız. Mesela boyama yapmaktan zevk alıyor. Onunla beraber belirlediğiniz bir gün beraber oturup boyama yapın. Ya da çizgi film izlemeyi çok seviyor ve siz sürekli televizyona bakmasını istemiyorsunuz. Onunla beraber belirlediğiniz gün de film saati yapın ve oturup onunla izleyiniz. Bu şekilde ortak bir ilgi alanı bulduğunuzda onunla daha kolay iletişim kurabilirsiniz.
Konuşmak isteyene dek onları bekleyiniz.
Bir şeyler için uyarıyorsunuz ve fark ettiniz ki çocuğunuz size odaklanmıyor ve sizi gerçekten dinlemiyor. Ona müsaade edin. Sizinle konuşmak isteyene dek sessiz kalın ve bekleyin.
İyi dinleme alışkanlıkları sergilediklerinde onları ödüllendirin.
Çocuğunuz iyi bir dinleyici olduğunu size gösteriyor ve hissettiriyorsa onu ara sıra ödüllendirin. Onlara dikkat ettiğinizi göstermek, övgü dolu kelimeler ve hitaplar kullanmak oldukça etkili olacaktır. Çocuğunuzun dikkat dağınıklığı varsa yani dikkat süresi kısaysa onu dinlediğinde ödüllendireceğinizi söyleyin. Bu size odaklanmasını sağlayacaktır. Diyelim çocuğunuz sizi dinlemiyor veya söylediğiniz cümle çok uzun geldi ve odaklanamadı. Onu dikkatli dinlediğinizde en sevdiği çikolatadan vereceğinizi söyleyerek dikkatinin sizde olmasını sağlayabilirsiniz.
Ben dilini kullanın.
Ben dili, bizim var olan durumu nasıl algıladığımızı, nasıl hissettiğimizi ve ne yapılması gerektiğini anlatmaya yarayan, son derece yapıcı bir konuşma tarzıdır. Örneğin çocuğunuzun bir oyun odası var ve oyun oynadıktan sonra odasını toplamıyor. Başta ona odada neyi gördüğünüzü açıklayın. ’Odanın çok dağıldığını görüyorum’ daha sonra bu durumda nasıl hissettiğinizi açıklayın. ’Bu durum beni üzüyor’ Çocuğunuzun bu durumda ne tür olumsuzluklara yol açtığından bahsedin ‘sen odanı bu şekilde bıraktığında işten geldiğimde daha fazla yoruluyorum. ’Ondan istediğiniz şeyi net bir şekilde söyleyin. ‘Oyun odasında işin bittiğinde oyuncakları yerlerine koymanı istiyorum. ’Son olarak da istediğiniz şeyin ne gibi olumlu sonuçları olacağından bahsedin. ‘Sen odanı topladığında ben işten geldiğimde daha az yorulacağım ve seninle beraber geçireceğim vakit daha fazla olacak.’
Ben dilini kullanmak ebeveynde olumsuz duyguların birikmesini engelleyecek ve çocukta empati yetisinin gelişmesini sağlayacaktır. Çocuğunuz duydukları karşısında üzülmez ve özgüveni kırılmaz. Sorumluluk bilincini aşılamaya başlarsınız. Sorunları nedenleriyle ve sonuçlarıyla açıklamanız daha net anlamasını ve sorunların daha rahat ortadan kalkmasına yardımcı olur.
Az, Çoğu İfade Eder.
‘Az, çoğu ifade eder’ deyimini hiç duydunuz mu? Eğer daha az konuşsaydık, çocuklarımıza daha fazla yardımcı olurduk. Çünkü bu şekilde onların fikir ve düşüncelerine değer verdiğimizi hissedeceklerdir. Karşılarında sürekli sesli bir duvar buldukları için problemlerle tek başlarına mücadele etmek zorunda kalırlar. Böyle olmadığı zamanlar, problemlere herhangi bir çözüm getirmeseler de desteklendiklerini fark ettikleri için kendilerini daha iyi hissederler.
Yansıtıcı Dinleme
Çocuğun size anlattıklarını ona aksettirmeniz anlamına gelir. Bir papağan gibi görünmemek için daha farklı kelimeler kullanmanız en iyi yoldur. Her şeye rağmen çocuğunuzun anlattıklarına büyük bir dikkatle kendinizi vermelisiniz.
Örneğin
Çocuğunuz ‘Ayşe den nefret ediyorum.’
Ebeveyn ‘Yani en yakın arkadaşından nefret ediyorsun.’
Çocuk ‘Evet, benim hakkımda arkamdan konuştu.’
Ebeveyn ‘Başkalarına sana söylemeyeceği şeyleri mi söyledi?’
Alışkanlıklar Oluşturmaya Çalışın.
Çocukların alışkanlıklara ihtiyaçları vardır. Bazı ebeveynler alışkanlıkların kendiliğinden öldüğünü düşünürler. Gerçekte bir ailenin alışkanlıkları varsa ,aile bireylerinin üretkenliği daha fazla olur. Alışkanlıklar sağlam bir şekilde yerleştirildiği zaman, aile bireyleri alışkanlık sınırlarını aşmadan özgürlüklerinden zevk almaya daha çok zaman bulacaklardır. Eğer alışkanlıkları uçurumun kenarındaki parmaklıklara ya da köprü üzerindeki korkuluklara benzetirsek onlarsız ne kadar tehlikede olduğunuzu ve onlar varken hareket özgürlüğünüzün ne kadar fazla olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz.
Çocuklar alışkanlıklardan zevk alırlar ve uygun bir dille karşılık verirler.
Çocuk ne kadar küçük olursa alışkanlıklara o kadar kolay uyum sağlar.
Alışkanlıkları oturtabilmek için herkesin dinlenmiş olduğu bir zaman tayin edin ya da meseleyi herhangi bir aile toplantısı esnasında tartışın. Beraberce yaptığınız alışkanlıkları aile bireylerinin hatırlatmasına yardım edecek tablo ve listeler gibi birtakım görsel araçlar kullanın.