cinsel-terapi-1

Sağlıklı Cinsel İlişki Erkek ve kadının; Biyolojik ve cinsel olgunluk süreleri içinde, cinsel organlarını kullanarak anatomik yapılaşmasına uygun, cinsel davranış tarzından uzaklaşmadan yaptıkları davranışlar sağlıklı cinsel ilişki olarak tanımlanır.

Sağlıklı bir cinsel ilişki için kadın ve erkeğin cinsel fizyolojisi ve anatomisi sağlıklı olmalıdır. Örneğin erkekte testosteron, kadında ise östrojen hormonu cinsel ilgi ve isteğin sürdürülmesinde önemli bir rol oynar.

Sağlıklı bir cinsel ilişki için eşlerin psikolojik sağlık ve rahatlıkları önemlidir. Kadın ve erkekte bir kısım cinsel tepkiler, iradi bir katkı olmaksızın refleksle gerçekleşir. Hazır Bulunma sağlıklı bir cinsel ilişki için eşlerin her ikisinin de buna hem kendisini hem de eşini hazırlaması, cinsel arzunun olması ve cinsel uyarılmanın oluşması gereklidir. Örneğin sevginin olmadığı, var olan sevginin gösterilmediği bir cinsel ilişkide hazır bulunma da gerçekleşmez. Örneğin, eşlerin birbirlerine güzel sözler söylemeleri; öpme, öpüşme, dokunma ve okşamaları sevginin gösterilmesinde çok etkilidir ve cinsel arzuyu uyandırıp sağlıklı bir cinselliğe kapı açar. Açık paylaşım eşlerin birbirlerini tanımaları, istek ve arzularını fark etmeleri, birbirlerini cinsel açıdan tatmin edebilmeleri, ortaya çıkabilecek cinsel sorunlarında ortaklaşa çözüm üretebilmeleri sağlıklı bir cinsel yaşam için önemlidir. Bu durum açık iletişim ve paylaşımla mümkündür. Eşlerin birbirlerine duyacakları saygı ve güven, ilişkilerine çok yönlü katkı sağlar. Eşlerin birbirlerinden zarar görmeyeceklerine dair duydukları güven ve saygı ortamı sayesinde cinsel uyum ve doyum güçlenir, sağlam bir zemin bulur. Cinsel ilişki için istekli ve gönüllü olması, cinsel ilişkinin herhangi bir aşamasında durdurabilme ve sonlandırabilme özgürlüğünün bulunması, cinsel haz duyması ve doyuma ulaşması sağlıklı bir cinsel ilişkinin önemli unsurlarıdır.

Cinsel yaşamla ilgili bir problem çıktığında çiftlerin bu problemi anlamaya çalışmaları sorun fark edildiğinde hemen çözüm aramaları önemlidir.

Eşlerin her biri kendisinin ve eşinin bedenini, cinsel uyaranlara verdiği cinsel yanıtları ne kadar iyi tanıyorsa, ne kadar içten ve açık bir cinsel iletişim kurulabiliyorsa, ön sevişme ne kadar uzun ve renkliyse, eşlerin sevişmeye eşit katılımları ne kadar fazla ve çeşitli ise, sağlıklı ve iki eş için de doyumlu bir cinsel yaşam kurulması da o kadar kolaylaşacaktır.

Cinsel isteksizlik veya istek azalmasına neden olan durumlar:

Aşırı yorgunluk ve stres, eşlerin geçimsizliği, nefret ve kızgınlık duyguları, bedensel ve ruhsal hastalıklar, cinselliği pis veya kötü gören bir düşünce tarzı erkeklik veya kadınlık hormonlarında azalmaya neden olan hastalıklar ve ilaçlardır. 

Cinsel isteğin artmasına neden olan durumlar: Cinsel arzuların uzun süre giderilmemiş olması, Karşı cinsle yakın bulunmama

Cinsel ilişki evreleri:

Cinsel birleşme, insan cinselliğinin ve cinsel yaşamının sadece bir kısmıdır. Eşlerin her ikisinde de bedensel ve duygusal olarak birleşme öncesinde, sürecinde ve sonrasında birçok değişiklik oluşur. Cinsel birleşme cinsel arzulamayla başlar, cinsel uyarılma ve plato ile devam eder, orgazm ve çözülme ile sona erer.

Cinsel arzulama, erkek ve kadını cinsel davranışlara yöneltir ve bedenlerinin birleşmeye hazırlanmasında önemli rol oynar. Bu evre cinsellik dürtüsünün ortaya çıktığı ve cinselliği ifade etme arzusunun duyulduğu evredir.

Cinsel işlevlerle ilgili bozukluklar her iki cinste de olabilir. Kadınlarda genellikle cinsel işlevle ilgili şu bozukluklar görülür. Cinsel arzuyla ilgili bozukluklar cinsel uyarılma bozukluğu, orgazm bozuklukları vajinismustur. Cinsel arzuyla ilgili bozukluklar her iki cinste de görülebilir. Ancak kadınlarda erkeklere göre daha fazla rastlanır. Cinsel arzu bozukluğu cinsel ilişkiden tiksinti duyma, cinsel arzunun azalması veya kaybolması şeklinde görülür. 

Cinsel arzunun azalması veya kaybolması: Bu tip bozukluklarda kadında başlangıçta var olan cinsel arzu, çeşitli nedenlerden dolayı azalır veya kaybolur.

Cinsel İsteksizlik

Duygusal faktörler ve stres (bastırılmış öfke, üzüntü, öfke, depresyon, gebelik korkusu, eşler arasında anlaşmazlık ve iletişim bozukluğu, kişinin kendisinin ya da eşinin bedenini çirkin bulması veya bedensel bakımını yetersiz hissetmesi, ortamın uygunsuzluğu, kronik yorgunluk, orta yaş krizi, karşılanmayan cinsel değerler vb.)

Hastalıklar ve hormon salgılanmasında değişiklikler (fiziksel hastalıklar, sinir hastalıkları, damar hastalıkları, menopozda  östrojen azalması, vajinada kuruluk, doğum kontrol hapları, bazı ilaçlar, gebe kalabilmek için tedavi görme, psikolojik rahatsızlıklar vb.)  Kişilik yapısı (takıntılı kişilik, histerik kişilik, bağımlı kişilik, saldırgan kişilik vb. Cinsel arzu bozukluklarının tedavisinde  önce psikolojik nedenler dışındaki sorun kaynakları giderilir. Ardından bireysel veya eşli psikoterapi uygulanır. Kadınlarda cinsel uyarılmayla ilgili bozukluklar, cinsel ilişkiye hazırlık evresinde vajinanın ıslanmaması ya da ıslanmanın yetersiz olması şeklinde görülür. Bu, her iki tarafa da rahatsızlık verici bir durum oluşturur. Cinsel arzu bozukluğuna yol açan tüm sebepler aynı şekilde uyarılma bozukluğuna da yol açar.

Bunlara ilaveten uyarılma bozukluğu ile ilgili olarak şu sebepler sayılabilir:

Erkekteki erken boşalma veya sertleşme sorunlarında kadında uyarılma durumunu olumsuz etkilenebilir.

Bazı kadınlarda, eşlerinin kılıf (kondom) kullanması yeterli uyarımın oluşmasında engel oluşturabilir. Evlilik dışı ilişki ve bunun verdiği suçluluk duygusu, yakalanma endişesi de uyarılma bozukluğuna neden olur. Özellikle evlilik öncesi yakınlaşmalarda kızlarda hem nişanlısının isteğini reddedememek hem de sonuçlarını düşünmekten dolayı çok sık cinsel uyarılma bozukluğu görülür.

Cinsel uyarılma olmazsa ilişkinin diğer evrelerine geçilemez ve orgazm oluşamaz. Cinsel uyarılma bozukluklarının tedavisinde önce psikolojik nedenler dışındaki sorun kaynakları giderilir. Sonra bireysel veya eşli cinsel danışmanlık uygulanır. Kadında cinsel istek ve uyarılma bozukluğu yapan tüm nedenler orgazm bozukluğuna da yol açar. Sorumlu cinsel davranış için sorunun karşılıklı iyi bir iletişimle çaresinin araştırılması gerekir. Sorunun kaynağı bulunduğunda çözüm oldukça kolaylaşacaktır.

Cinsel ağrı bozukluklarından biri olan vajinismus rahatsızlığı, vajina kaslarının kasılarak erkeğin penisinin vajinaya girişine engel olmasıdır. Çeşitli derecelerde ortaya çıkar. Derecesine göre ilişki ya ağrılı ve zor olmaktadır ya da mümkün olamamaktadır. Çoğunlukla ilk cinsel ilişkide ortaya çıkar. Diğer cinsel işlev bozukluklarının aksine evlilikte ciddi sorun oluşturur. Sorunun çözümü geciktirilirse çözüme ulaşmak daha zorlaşabilir. Erkeklerde cinsel işlev bozukluklarının büyük çoğunluğunda sebepler üç grup altında toplanabilir: psikolojik kaynaklı, ilişki kaynaklı ve ortam kaynaklı. Önce psikolojik nedenler dışındaki sorun kaynakları giderilir. Bireysel veya çift danışmanlığı uygulanır.

Erkeklerde sıklıkla karşılaşılan cinsel işlev bozuklukları şunlardır: Cinsel arzuyla ilgili bozukluklar orgazm bozukluğu, sertleşme problemi, erken boşalma. 

Erkekte Cinsel Arzuyla İlgili Bozukluklar: Erkeklerde cinsel arzuyla ilgili bozukluklar daha nadir görülür. Fakat ortaya çıkınca hem kadını hem de erkeği etkileyen önemli sorunlara neden olur. Kadın, eşi tarafından sevilmediğini, istenmediğini veya eşinin hayatında başka bir kadın olduğunu düşünebilir. Erkek ise genellikle erkekliği ile ilgili ciddi bir sorun olduğu hissine kapılır. Çünkü isteksizlik oluştuğunda diğer cinsel işlev bozuklukları da peşi sıra gelir. Bu yüzden cinsel arzu bozukluklarının nedenleri araştırılmalı ve çözüm için önce eşle iyi bir iletişim kurulmalı, daha sonra gerekirse uzman yardımı alınmalıdır. Erkekte cinsel arzu bozuklukları kadınlardaki gibi iki şekilde ortaya çıkar: cinsel ilişkiden tiksinti duyma ve cinsel arzunun azalması veya kaybolması. Her iki rahatsızlığın nedenleri de kadınlardaki cinsel arzu bozukluklarıyla benzerlik gösterir. 

Erkeklerde Orgazmla İlgili Bozukluklar: Erkekte orgazm ve boşalma hemen hemen eş zamanlıdır. Orgazm olamama kadınlara kıyasla erkeklerde daha nadir görülür. Erkeklerde orgazmla ilgili sorunlar genellikle dört şekilde ortaya çıkar

Erken Boşalma: Erken boşalma penis vajina içerisine girmeden önce ya da girer girmez hemen meni gelmesi, yani boşalmanın istenenden daha erken gerçekleşmesi durumudur.

Sağlıklı cinsel ilişki, öncesinde, ilişki sırasında ve sonrasında sorumlu davranışlar sayesinde gerçekleşebilir. Cinsellikle ilgili yaşanan birçok sorunun kökeninde bu sorumlu davranış eksikliği bulunur. Çoğu zaman en ufak bir sorun yaşandığında bile eşler hemen karşı tarafı suçlamakta, çözüm aramak yerine, üçüncü bir kişiye veya ailelere sorunu yayarak olayı abartılı bir şekilde çözümsüzlüğe itmektedirler. Sorumlu davranışlar, sadece cinsellikte değil evliliğin her aşamasında mutlu bir ortak hayat için gereklidir. Cinsellikle ilgili bir sorun yaşandığında öncelikle eşler kendi davranışlarını incelemeli, kendileri ile ilgili bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırmalıdırlar. Sorun tek taraflı olduğu gibi her iki taraftan da kaynaklanabilir.

Sorumlu cinsel davranış için dikkat edilmesi gerekli bazı hususlar:

Karşılıklı saygıya önem verilmelidir. Eşin beklentilerine cevap vermeye gayret gösterilmelidir. Kırıcı, suçlayıcı, aşağılayıcı, damgalayıcı konuşmalardan uzak durulmalıdır. Sorunların yaşanmasını en aza indirmek için iyi bir iletişim kurulmasına dikkat edilmelidir. Her iki taraf farklı şekil ve zamanlarda haz alabilirler. Farklı beklentileri olabilir. Eşler cinsel beklentilerini, haz verici şekil ve hazza ulaşma zamanını birbirleri – ne anlatmaktan çekinmemelidirler. Gerek gün içinde gerek cinsellik sırasında sevgi ve beğeni ifadesi olan tavırlar (hediyeleşme, özel günleri hatırlama, sarılma, okşama, öpme vb.) ve iltifatkâr sözlerle gönüller yumuşatılmalıdır. Konuşurken emir bildiren ifadeler yerine rica bildiren sözler seçilmelidir. Kişi sadece kendini düşünmemeli, paylaşıma önem göstermeli, birlikte haz almaya dikkat etmelidir. Cinsellikte tekdüzeliği engellemeye yönelik değişimler için kafa yorulmalı, çaba sarf edilmelidir. Gerek cinsellikle gerekse evliliğin tüm geçmişi ile ilgili daha önce yaşanmış kötü anılar unutulup geçmişte bırakılmalı, bu olaylara takılmak yerine ders çıkartarak ileriye bakılmalıdır. Cinsel yaşamın mahremiyeti korunmalıdır. Eşlerin birbirine güven ve bağlılık duyması için mahremiyetin korunması çok önemlidir. Cinsel ilişkide ağrı oluşturacak hastalıklarda veya genel durumu bozan hastalıklarda anlayışlı olunmalıdır. Özellikle cinsel fonksiyon bozukluğu yaşandığında sabırla ve anlayışla yaklaşılmalıdır. Olay ailelere veya başkalarına aksettirileceğine bu konuda bir uzman yardımı ve danışmanlık almak, daha kurtarıcı, sağlıklı ve güvenli bir yol olacaktır.

Arayınız!